ABD Başkanlık Seçimi: Harris ve Trump'ın Şiddetli Mücadelesi
Son günlerde, ABD başkan adayları arasındaki tartışmalar geniş bir ilgi uyandırdı. Bu, Harris ve Trump'ın ilk yüz yüze karşılaşmasıydı ve muhtemelen seçimlerden önceki tek tartışma olacak. Piyasalar, Harris'in performansının beklentilerin üzerinde olduğunu, Trump'ın ise nispeten sıradan olduğunu düşünüyor.
Tartışma bittikten sonra, bahis piyasası hızlı bir şekilde tepki verdi. Sadece iki saat içinde, Harris'in seçilmesiyle ilgili sözleşme fiyatı 53 dolardan 57 dolara yükselirken, Trump'ınki 52 dolardan 47 dolara düştü ve fark daha da açıldı. Bu, daha fazla kişinin Harris'in kazanma ihtimalini olumlu gördüğünü yansıtıyor ve onun tartışmadaki performansının piyasa beklentilerini aştığını doğruluyor.
Harris, birçok konuda etkileyici bir performans sergiledi. Kürtaj konusunda kadın seçmenlerin endişeleriyle yüzleşerek güçlü bir empati gösterdi; ırk sorunları tartışmasında kişisel deneyimlerini paylaşarak azınlık gruplara derin bir anlayış ve destek sundu; aynı zamanda gelecekteki gelişim planlarını vurguladı ve Biden ile fark yaratmaya yönelik bir niyetle, yenilikçi bir güç ve değişimi teşvik etme umudunu iletti. Buna karşılık, Trump esas olarak yasadışı göç, gümrük politikaları ve fosil enerji arzı gibi konulara odaklandı, tartışmaları yenilikten yoksun ve muhalefet seçmenlerini çekmekte zorlanabilir.
Ancak Harris son zamanlarda talihsizlikler yaşadı. 24 Eylül'de, Arizona'daki seçim ofisine silahlı bir saldırı düzenlendi ve cam kapı ile pencerelerde dört kurşun deliği belirlendi. Olay sırasında ofiste kimse yoktu ve herhangi bir yaralanma olmadı. Polisi, bu durumu potansiyel bir mülkiyet suçu olarak değerlendiriyor.
Bu olayla ilgili piyasanın iki farklı yorumu var: Bir görüş, bunun Trump destekçilerinin bir intikam eylemi olabileceğini öne sürüyor; diğer bir görüş ise bunun Harris'in kendi kendine sahneye koyduğu bir olay olabileceğini, amacının kamu dikkatini dağıtmak ve algıyı karıştırmak olduğunu savunuyor.
Mali destek konusunda Harris belirgin bir şekilde önde. En son federal beyan belgeleri, Harris ekibinin Ağustos ayında günlük ortalama harcamasının 7.5 milyon dolara kadar ulaştığını gösteriyor, oysa Trump kampanyası 2.6 milyon dolar harcadı. Fon toplama konusunda da Harris çok önde, Ağustos ayı sonu itibarıyla toplam fon toplama miktarı 404 milyon dolara ulaşırken, Trump'ın 295 milyon doları çok geride kaldı.
Harris, çoklu avantajları sayesinde Demokrat Parti'nin başkan yardımcısı adayı olabiliyor: azınlık kökeni, göçmen aileden gelmesi, kadın kimliği, prestijli bir üniversiteden mezun olması, meslek avukatı olması ve Kaliforniya'nın ilk kadın savcısı olması gibi. Ancak, savcı olarak görev yaptığı süre boyunca bazı kararları ve söylemleri de tartışmalı bir geçmişe sahip.
Şu anda, Harris anketlerde Trump'a karşı %1.6'lık bir avantaj sağlıyor. Belirlenen kampanyalarda, Harris yaklaşık 226 seçim delegesi alırken, Trump 219 alıyor. Harris'in kazanması için 44 seçim delegesine, Trump'ın ise 51 seçim delegesine ihtiyacı var.
İki adayın politika önerileri farklılık gösteriyor. Harris, mali genişleme yoluyla haneleri sübvanse etme eğiliminde, bu da kısa vadede borçlanmanın artmasına yol açabilir ve tahvil varlıkları için olumsuz olabilir, ancak doları destekleyebilir. Vergi artışı politikası, ABD borsa üzerinde baskı oluşturabilir. Trump'ın politikaları ise ABD borsası, döngüsel mallar ve kripto para birimleri için daha faydalı, ancak dolar üzerinde müdahale etkisi yaratabilir.
Önümüzdeki iki ay içinde, Trump'ın geri dönüş yapma şansı hala var. ABD seçimlerinde "seçim kurulu sistemi" kullanılmakta, en fazla oy alan adayın seçilmesi garanti değildir. Şu anda eyaletlerdeki anket destek oranlarına göre, sallantı eyaletlerinde seçim durumu eskisinden daha sert.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
ABD seçimleri tartışmalarından sonra bahis piyasasında değişim: Harris'in destek oranı Trump'ı geçti.
ABD Başkanlık Seçimi: Harris ve Trump'ın Şiddetli Mücadelesi
Son günlerde, ABD başkan adayları arasındaki tartışmalar geniş bir ilgi uyandırdı. Bu, Harris ve Trump'ın ilk yüz yüze karşılaşmasıydı ve muhtemelen seçimlerden önceki tek tartışma olacak. Piyasalar, Harris'in performansının beklentilerin üzerinde olduğunu, Trump'ın ise nispeten sıradan olduğunu düşünüyor.
Tartışma bittikten sonra, bahis piyasası hızlı bir şekilde tepki verdi. Sadece iki saat içinde, Harris'in seçilmesiyle ilgili sözleşme fiyatı 53 dolardan 57 dolara yükselirken, Trump'ınki 52 dolardan 47 dolara düştü ve fark daha da açıldı. Bu, daha fazla kişinin Harris'in kazanma ihtimalini olumlu gördüğünü yansıtıyor ve onun tartışmadaki performansının piyasa beklentilerini aştığını doğruluyor.
Harris, birçok konuda etkileyici bir performans sergiledi. Kürtaj konusunda kadın seçmenlerin endişeleriyle yüzleşerek güçlü bir empati gösterdi; ırk sorunları tartışmasında kişisel deneyimlerini paylaşarak azınlık gruplara derin bir anlayış ve destek sundu; aynı zamanda gelecekteki gelişim planlarını vurguladı ve Biden ile fark yaratmaya yönelik bir niyetle, yenilikçi bir güç ve değişimi teşvik etme umudunu iletti. Buna karşılık, Trump esas olarak yasadışı göç, gümrük politikaları ve fosil enerji arzı gibi konulara odaklandı, tartışmaları yenilikten yoksun ve muhalefet seçmenlerini çekmekte zorlanabilir.
Ancak Harris son zamanlarda talihsizlikler yaşadı. 24 Eylül'de, Arizona'daki seçim ofisine silahlı bir saldırı düzenlendi ve cam kapı ile pencerelerde dört kurşun deliği belirlendi. Olay sırasında ofiste kimse yoktu ve herhangi bir yaralanma olmadı. Polisi, bu durumu potansiyel bir mülkiyet suçu olarak değerlendiriyor.
Bu olayla ilgili piyasanın iki farklı yorumu var: Bir görüş, bunun Trump destekçilerinin bir intikam eylemi olabileceğini öne sürüyor; diğer bir görüş ise bunun Harris'in kendi kendine sahneye koyduğu bir olay olabileceğini, amacının kamu dikkatini dağıtmak ve algıyı karıştırmak olduğunu savunuyor.
Mali destek konusunda Harris belirgin bir şekilde önde. En son federal beyan belgeleri, Harris ekibinin Ağustos ayında günlük ortalama harcamasının 7.5 milyon dolara kadar ulaştığını gösteriyor, oysa Trump kampanyası 2.6 milyon dolar harcadı. Fon toplama konusunda da Harris çok önde, Ağustos ayı sonu itibarıyla toplam fon toplama miktarı 404 milyon dolara ulaşırken, Trump'ın 295 milyon doları çok geride kaldı.
Harris, çoklu avantajları sayesinde Demokrat Parti'nin başkan yardımcısı adayı olabiliyor: azınlık kökeni, göçmen aileden gelmesi, kadın kimliği, prestijli bir üniversiteden mezun olması, meslek avukatı olması ve Kaliforniya'nın ilk kadın savcısı olması gibi. Ancak, savcı olarak görev yaptığı süre boyunca bazı kararları ve söylemleri de tartışmalı bir geçmişe sahip.
Şu anda, Harris anketlerde Trump'a karşı %1.6'lık bir avantaj sağlıyor. Belirlenen kampanyalarda, Harris yaklaşık 226 seçim delegesi alırken, Trump 219 alıyor. Harris'in kazanması için 44 seçim delegesine, Trump'ın ise 51 seçim delegesine ihtiyacı var.
İki adayın politika önerileri farklılık gösteriyor. Harris, mali genişleme yoluyla haneleri sübvanse etme eğiliminde, bu da kısa vadede borçlanmanın artmasına yol açabilir ve tahvil varlıkları için olumsuz olabilir, ancak doları destekleyebilir. Vergi artışı politikası, ABD borsa üzerinde baskı oluşturabilir. Trump'ın politikaları ise ABD borsası, döngüsel mallar ve kripto para birimleri için daha faydalı, ancak dolar üzerinde müdahale etkisi yaratabilir.
Önümüzdeki iki ay içinde, Trump'ın geri dönüş yapma şansı hala var. ABD seçimlerinde "seçim kurulu sistemi" kullanılmakta, en fazla oy alan adayın seçilmesi garanti değildir. Şu anda eyaletlerdeki anket destek oranlarına göre, sallantı eyaletlerinde seçim durumu eskisinden daha sert.