Son zamanlarda Rusya'ya ikinci derece gümrük vergileri getirilmesi önerisi, görünüşte sert gibi görünse de, aslında birçok çelişki ve stratejik düşünce barındırıyor. Uygulanabilirlik, gerçek DİRENÇ ve potansiyel etki açısından bakıldığında, bu yaptırım önlemi birçok zorlukla karşı karşıya.
Öncelikle, uygulanabilirlik açısından bakıldığında, bu önlem kağıt üzerinde sert görünse de, gerçekte tamamen uygulanması neredeyse imkansızdır. Amerika'nın stratejik amacı, Çin, Hindistan gibi ana alıcıları Rus enerjisini satın almakla dolar sistemine ve Avrupa-Amerika pazarına girmek arasında bir seçim yapmaya zorlamaktır. Ancak, Avrupa Birliği içinde 27 üye ülkenin ortak karar alması gerekmektedir ki bu pratikte oldukça zor bir durumdur.
İkincisi, bu önlem ekonomik, siyasi ve diplomatik üçlü DİRENÇ ile karşı karşıya. Ekonomik açıdan, Fransa, Belçika, İspanya ve Hollanda gibi ülkelerin Rusya'dan ithal ettiği sıvılaştırılmış doğal gaz, Avrupa Birliği'nin toplam miktarının neredeyse %97'sini oluşturmaktadır ve kısa vadede tam bir alternatif bulmak zor. Aceleyle tedariki kesmek, elektrik, sanayi ve kimya gibi sektörlere ciddi darbe vuracak ve halk protestoları ile enflasyonun fırlamasına yol açacaktır.
Siyasi düzeyde, Avrupa Birliği içinde görüş ayrılıkları ciddi şekilde bölünmüş durumda. Macaristan, Rusya'ya yönelik yeni yaptırım tekliflerini defalarca veto etti, oysa Fransa, Almanya gibi ülkeler yüzeyde Ukrayna'yı desteklese de büyük iç siyasi baskılarla karşı karşıya, enerji krizini tırmandırma riskini almaya istekli değiller.
Dış politika açısından, Avrupa Birliği Hindistan ile ticaret anlaşması imzalamaya çalışırken, Çin ile tedarik zinciri işbirliğini sürdürmesi gerekiyor. ABD'nin kapsamlı ikincil yaptırımlarını takip edilmesi, Avrupa Birliği'nin Asya ülkeleri ile ticaret ilişkilerine ciddi şekilde zarar verecektir.
Yukarıda özetlenenlere göre, ABD tek taraflı olarak ikinci aşama gümrük vergilerini uygulamaya koysa da, Avrupa Birliği'nin tam olarak uyum sağlaması zor olacaktır; bu da gerçek uygulama gücünün büyük ölçüde azalmasına neden olacaktır. Bu yaptırım önlemi, daha çok karmaşık bir uluslararası oyun gibi; taraflar, kendi çıkarlarını korumak ile Rusya'ya baskı yapmak arasında bir denge bulmaya çalışarak artıları ve eksileri tartıyorlar.
Bu durumda, ikincil gümrük tarifeleri planı nihayetinde ortaya çıksa bile, pratikteki etkisinin beklentilerin çok altında kalabileceğini öngörebiliriz. Uluslararası toplum, mevcut jeopolitik zorluklara yanıt vermek için daha dikkatli ve esnek bir yaklaşım benimsemeli ve her ülkenin ekonomik gerçeklerini ve uzun vadeli çıkarlarını dikkate almalıdır. Gelecekteki yaptırım politikaları, basitçe kapsamlı yaptırımlar uygulamak yerine, daha fazla hassasiyet ve sürdürülebilirliğe odaklanabilir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
13 Likes
Reward
13
7
Repost
Share
Comment
0/400
TommyTeacher
· 09-10 16:37
Düzenli yumruklar ustayı öldürdü
View OriginalReply0
NftPhilanthropist
· 09-10 07:50
Zirve piyasa oyun teorisi
View OriginalReply0
ZKSherlock
· 09-10 07:40
Yine bir gümrük oyunu.
View OriginalReply0
OnchainDetective
· 09-10 07:37
Boş konuşmak, Copy-Trading yapmaktan daha iyidir.
View OriginalReply0
SolidityNewbie
· 09-10 07:36
Kağıt üzerinde tartışmak sadece.
View OriginalReply0
gas_fee_therapist
· 09-10 07:34
Boş yaptırımlar, hava sahası kontrolünden daha az etkilidir.
Son zamanlarda Rusya'ya ikinci derece gümrük vergileri getirilmesi önerisi, görünüşte sert gibi görünse de, aslında birçok çelişki ve stratejik düşünce barındırıyor. Uygulanabilirlik, gerçek DİRENÇ ve potansiyel etki açısından bakıldığında, bu yaptırım önlemi birçok zorlukla karşı karşıya.
Öncelikle, uygulanabilirlik açısından bakıldığında, bu önlem kağıt üzerinde sert görünse de, gerçekte tamamen uygulanması neredeyse imkansızdır. Amerika'nın stratejik amacı, Çin, Hindistan gibi ana alıcıları Rus enerjisini satın almakla dolar sistemine ve Avrupa-Amerika pazarına girmek arasında bir seçim yapmaya zorlamaktır. Ancak, Avrupa Birliği içinde 27 üye ülkenin ortak karar alması gerekmektedir ki bu pratikte oldukça zor bir durumdur.
İkincisi, bu önlem ekonomik, siyasi ve diplomatik üçlü DİRENÇ ile karşı karşıya. Ekonomik açıdan, Fransa, Belçika, İspanya ve Hollanda gibi ülkelerin Rusya'dan ithal ettiği sıvılaştırılmış doğal gaz, Avrupa Birliği'nin toplam miktarının neredeyse %97'sini oluşturmaktadır ve kısa vadede tam bir alternatif bulmak zor. Aceleyle tedariki kesmek, elektrik, sanayi ve kimya gibi sektörlere ciddi darbe vuracak ve halk protestoları ile enflasyonun fırlamasına yol açacaktır.
Siyasi düzeyde, Avrupa Birliği içinde görüş ayrılıkları ciddi şekilde bölünmüş durumda. Macaristan, Rusya'ya yönelik yeni yaptırım tekliflerini defalarca veto etti, oysa Fransa, Almanya gibi ülkeler yüzeyde Ukrayna'yı desteklese de büyük iç siyasi baskılarla karşı karşıya, enerji krizini tırmandırma riskini almaya istekli değiller.
Dış politika açısından, Avrupa Birliği Hindistan ile ticaret anlaşması imzalamaya çalışırken, Çin ile tedarik zinciri işbirliğini sürdürmesi gerekiyor. ABD'nin kapsamlı ikincil yaptırımlarını takip edilmesi, Avrupa Birliği'nin Asya ülkeleri ile ticaret ilişkilerine ciddi şekilde zarar verecektir.
Yukarıda özetlenenlere göre, ABD tek taraflı olarak ikinci aşama gümrük vergilerini uygulamaya koysa da, Avrupa Birliği'nin tam olarak uyum sağlaması zor olacaktır; bu da gerçek uygulama gücünün büyük ölçüde azalmasına neden olacaktır. Bu yaptırım önlemi, daha çok karmaşık bir uluslararası oyun gibi; taraflar, kendi çıkarlarını korumak ile Rusya'ya baskı yapmak arasında bir denge bulmaya çalışarak artıları ve eksileri tartıyorlar.
Bu durumda, ikincil gümrük tarifeleri planı nihayetinde ortaya çıksa bile, pratikteki etkisinin beklentilerin çok altında kalabileceğini öngörebiliriz. Uluslararası toplum, mevcut jeopolitik zorluklara yanıt vermek için daha dikkatli ve esnek bir yaklaşım benimsemeli ve her ülkenin ekonomik gerçeklerini ve uzun vadeli çıkarlarını dikkate almalıdır. Gelecekteki yaptırım politikaları, basitçe kapsamlı yaptırımlar uygulamak yerine, daha fazla hassasiyet ve sürdürülebilirliğe odaklanabilir.