20 saniyelik bir sarılma bizim için özel bir şey yapar. Gerçekten özel. Psychology Today, bu uzun sarılmaların herkesin bahsettiği "aşk hormonu" olan oksitosin salınımını başlattığını gösteren çalışmalara atıfta bulunuyor. Görünüşe göre bu kimyasal dalgalanma, kaygıyı neredeyse üçte bir oranında azaltabilir.
Ama yüzeyin altında daha fazlası oluyor.
Birini tam 20 saniye boyunca sıkıca tuttuğunuzda, bir şeyler yerine oturur. Cildinizdeki baskı vagus sinirinizi uyandırır. Kalbiniz yavaşlar. Kan basıncı düşer. Ve o tüm kortizol—biliyorsunuz, sizi uyanık ve gergin hissettiren şey—sadece erimeye başlar.
Geçen yıl yapılan bazı araştırmalar, biraz şaşırtıcı bir şeye işaret etti. Bu uzun sarılmaların kalp atış hızı değişkenliğini artırdığı anlaşılıyor. Bu, kalbinizin ne kadar sağlıklı olduğunu ve stresle ne kadar iyi başa çıktığını ölçmenin şık bir yolu.
Duygusal taraf da küçük değil. Güven artar. Bağlantılar derinleşir. İnsanlar kaynaşır.
Şimdi, bağlam önemlidir. 20 saniyelik bir sarılma aşıklar, arkadaşlar, aile için uygundur. Ama patronunuzla o üç aylık performans değerlendirmesi için pek de iyi değildir. Bu durum garipleşebilir.
Bilim insanları, bu sarılmaların bağışıklığı artırdığına giderek daha fazla inanıyor gibi görünüyor. Tüm mekanizmaların nasıl birlikte çalıştığı tam olarak net değil, ancak kanıtlar artmaya devam ediyor.
Bunalım mı hissediyorsun? Önemli olan birini bul. Onu 20 saniye tut. Basit bir ilaç. Güçlü sonuçlar.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
20 Saniyelik Sarılmanın Büyüsü: Sadece Sıcak Hisler Değil
20 saniyelik bir sarılma bizim için özel bir şey yapar. Gerçekten özel. Psychology Today, bu uzun sarılmaların herkesin bahsettiği "aşk hormonu" olan oksitosin salınımını başlattığını gösteren çalışmalara atıfta bulunuyor. Görünüşe göre bu kimyasal dalgalanma, kaygıyı neredeyse üçte bir oranında azaltabilir.
Ama yüzeyin altında daha fazlası oluyor.
Birini tam 20 saniye boyunca sıkıca tuttuğunuzda, bir şeyler yerine oturur. Cildinizdeki baskı vagus sinirinizi uyandırır. Kalbiniz yavaşlar. Kan basıncı düşer. Ve o tüm kortizol—biliyorsunuz, sizi uyanık ve gergin hissettiren şey—sadece erimeye başlar.
Geçen yıl yapılan bazı araştırmalar, biraz şaşırtıcı bir şeye işaret etti. Bu uzun sarılmaların kalp atış hızı değişkenliğini artırdığı anlaşılıyor. Bu, kalbinizin ne kadar sağlıklı olduğunu ve stresle ne kadar iyi başa çıktığını ölçmenin şık bir yolu.
Duygusal taraf da küçük değil. Güven artar. Bağlantılar derinleşir. İnsanlar kaynaşır.
Şimdi, bağlam önemlidir. 20 saniyelik bir sarılma aşıklar, arkadaşlar, aile için uygundur. Ama patronunuzla o üç aylık performans değerlendirmesi için pek de iyi değildir. Bu durum garipleşebilir.
Bilim insanları, bu sarılmaların bağışıklığı artırdığına giderek daha fazla inanıyor gibi görünüyor. Tüm mekanizmaların nasıl birlikte çalıştığı tam olarak net değil, ancak kanıtlar artmaya devam ediyor.
Bunalım mı hissediyorsun? Önemli olan birini bul. Onu 20 saniye tut. Basit bir ilaç. Güçlü sonuçlar.